Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 yılında İkinci Dünya savaşının yapıldığı yıllarda kurulmuştu. 17 Nisan yani bugün Köy Enstitülerinin kuruluşunun 73. yıl dönümüdür. Aydınlanma ateşini en ücra köylerde yakmaya odaklanmış eğitim öğretim kurumlarıydı.
Köy Enstitülerinde öğrencilere, sorunların nasıl aşılacağı konusunda bilgiler verilirdi. öğrencilerin de düşünceleri alınır, alınan kararlara bütün idareciler, öğretmenler ve öğrenciler uyardı. Eğitimin bilimsel yapılanmasıyla öğrencilere öğrenme öğretilirdi. Köy Enstitüleri Yasayla verilen görevi gerçekleştirmek için, derslikleri, işlikleri, deneme ve ekim dikim alanlarıyla bir açık hava laboratuarıydı. . Günün yirmi dört saati üçe bölünmüştü: 8 saat uyku, dinlenme ve sağlık bakımı, 8 saat derslik ve işlik etkinlikleri, 8 saat beden eğitimi, sanatsal üretim ve uygulama olarak programlanırdı.
Köy Enstitüleri öğrencilere ortak sorumluluk aşılardı. Bu sorumluluk öğrencilere içten içe bir övünç ve insan, doğa saygısı, sevgisi taşıyan bir kimlik kazandırırdı. Öğrencilere aklını kullanmayı öğretiyordu. Onları bilimsel bilgiye ulaşmaya çalıştırıyordu. Üreterek Öğrenme Yöntemi uygulanıyordu. Kök salmış cahillikler, gericilikler ve çağdışılıklarla savaş meslek ahlakı olarak işlenirdi.
Köy Enstitüleri , kimseye sıkıntı vermeden, kimseye asalak olmadan dersliğini, işliğini, çamaşırhanesini, banyolarını, barınaklarını kendi yapan; suyunu kendi akıtan, ışığını kendi yakan; devletin yetiştiremediği, tamamlayamadığı beslenme ürünlerini kendi üreten kurumlardı.
Kitap algısını genelleştirerek bilimsel bilgiyi üretime dönüştüren; beyin gücünü fiziksel gücüyle bütünleştirerek üretime yönelten ve üretmeden tüketmeyi en büyük ahlaksızlık olarak değerlendiren kurumlardı. Kalıcı, ısıtıcı ve ışıtıcı,cumhuriyetçi, toplumcu bir eğitim ortamı planlanmıştı. Osmanlıdan Cumhuriyetin devir aldığı ışıksız köylere ışık tutmuştu. Toplumsal kalkınma eğitim öğretim yoluyla, Anadolu nüfusunun yüzde sekseninin yaşadığı köylerden başlatılmıştı.
Enstitüye tapu edilen saban girmemiş araziler ekilir hale getirilmiş, tonlarca ürün alınmış, ekime uymayan bölümler ağaçlandırılmış;
Ne var ki bu durum çok sürmedi, içerdeki büyük toprak sahipleriyle el ele veren dış liberal sömürgenlerinin ilk işleri, üretici aklın kullandığı, kalkınmaya yönelik bu eğitim sistemini ortadan kaldırmak oldu. Üstelikte Bu Bilimsel Üretim yapan Köy Enstitülerini kapatmakla da övündüler.
Bildiğim kadarıyla sizleri Köy Enstitüleri konusunda aydınlatmaya çalıştım.
Hoşça kalın, dostça kalın.
Kamil DEMİR
Emekli Eğitim Müfettişi