Bugun...
Bu Anayasaya ‘Hayır’ demek lazım…


Ramis TOPAL
Ramis TOPAL
 
 

 

   Son yıllarda ülkemizde her konu toplumda bölünmelere yol açarak çözülmeye çalışılıyor. Bu durum yapılan işin kendisinin yol açacağı zararlardan daha fazla bir hasar bırakıyor. AKP bunu bilinçli olarak bu hale getiriyor… Bu bunalım ortamından güç kazanmaya, yaptıklarını meşru hale getirmenin fırsatını yaratmaya çalışıyor.
   AKP Anayasa değişiklik paketinin hazırlanma sürecinde de aynı metodu kullandı. AKP, Anayasa değişiklik paketini hiçbir sivil toplum kuruluşuna sormadan, diğer partilerle uzlaşmadan geçirdi.
  "Ben güçlüyüm; TBMM benim elimde, ne istersem yaparım!" havasına girerek demokratik bir uzlaşma fırsatını geri tepti.  Aslında tam 17 kez değiştirilmiş olan 12 Eylül anayasasını sanki ilk kez kendisi değiştirtiyormuş gibi bir hava yarattı.
   12 Eylül’de yapılacak olan Anayasa referandumunda da aynı taktikle yol alınıyor. Sanki ‘Hayır’ demekle, cunta anayasasına ‘evet’ diyoruz…  Bu büyük bir kandırmaca… ,
  AKP’nin hazırladığı anayasaya baktığımızda, Değiştirilen maddelerin halkımızın temel istekleri ile hiçbir ilgisi bulunmadığını görüyoruz. Bunun yerine, yasama ve yürütmeden sonra, yargıyı da ele geçirerek iktidarını pekiştirmeye çalışıyor.
  Kadınlara, memura, çocuklara yeni hak getiriyormuş görüntüsü altında, hiçbir şey verilmiyor… Yolsuzluk yapan siyasetçinin dokunulmazlığını kaldıran bir düzenleme bulunmuyor... AKP'lilerin eskiden çok şikayet ettikleri cumhurbaşkanının yetkileri daha da çok artırılıyor. Sendikalara ve çalışanlara ileri bir örgütlenme hakkı getirilmiyor. 12 Eylül Anayasasından bile daha geri bir uygulama geliyor.
   12 Eylül darbecilerinin anayasaya, siyasi partiler ve seçim yasalarına soktuğu darbe kalıntısı yasalara hiç dokunulmuyor. 12 Eylül anayasasının en darbeci ürünü olan YÖK olduğu gibi duruyor. Dünyada hiçbir çağdaş ülkede bulunmayan zorunlu din derslerine dokunulmuyor.
   Yeni Anayasa AKP zihniyetini iktidara taşımak için önlerindeki kalan birkaç engeli de ortadan kaldırıyor.
  Peki, bu topluma dayatılan AKP zihniyetine bir bakalım, bu zihniyet toplum için ne öngörüyor:
   AKP zihniyetinde;
  Başbakan Tayyip Erdoğan, o çok öğündüğü,  ‘gecekondulardan gelen’ bir başbakan iken, bu gün ‘açız’ diyenleri horlayan, aşağılayan bir duruma geliyor. Kızdığı insana; "Ananı da al git!" diyebiliyor… Tepkilerden hiç çekinmeden, hatta önemsemeden "Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum!" diyebiliyor. Kadını, çiftçiyi, çalışanı, memuru aşağılayabiliyor…
  Devlet bankalarından 700 milyon dolar verdirerek kendi basınını yaratıyor. Bu yetmezmiş gibi TRT'yi, iktidarın ve gericiliğin borazanı işe yaramaz bir kuruluş haline düşürüyor.
  Devletin imkanlarını kullanarak siyasi propaganda yapıyor.
  Ülkede, "laik-Müslüman", "İnanan-inanmayan", "türbanlı-başı açık", "Kürt-Türk", "Kürt anası- Türk anası" gibi toplumsal kavgaya yol açacak ayrışmalara yol açıyor…
   Bence bunlara artık dur demek lazım!... 
   Bunlara ‘dur’ demenin en önemli yolu da, 12 Eylül’de ‘Hayır’ demekle başlayacak… Bu ‘Hayır’ sıradan bir tercih değildir. Bu ‘Hayır’ toplum yararına, ülke yararına bir ‘Hayır’ dır…
    Bu Anayasa, toplumsal özgürlüklerin yolunu açmaz, aksine, daha özgür bir anayasa talebinin önünü tıkar…
    İşte tüm bu nedenlerle, 12 Eylül’de yeni anayasa taslağına güçlü bir ‘Hayır’ diyeceğiz…
                                                  RAMİS  TOPAL

Bu yazı 119240 defa okunmuştur.

FACEBOOK YORUM
Yorum

YAZARIN DİĞER YAZILARI

VİDEO GALERİ
FOTO GALERİ
YUKARI